22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara7°C

ALİAĞA’DA SANTRALE HAYIR

ALİAĞA HABER / Cangı,” Yönetmelik değişikliğinin yapılmasını sağlamakla Aliağa ve yöresinin yaşamını koruma mücadelesinin ilk aşaması kazanılmıştır. Bu aşamadan sonra ÇED süreçlerini akından takip etmeli, her türlü yasal ve meşru yolla

Aliağa’da Santrale HAYIR

30 Eylül 2009 Çarşamba 22:50

EGEÇEP VEKİL AVUKATI ARİF ALİ CANGI, “YAŞAMI SAVUNAN BÖLGE HALKI ENKA VE İZDEMİR FİRMALARININ ÇED SÜRECİNİ  TAMAMLAMALARINA MÜSAADE ETMEMELİLER.”

 

EGEÇEP VEKİL AVUKATI ARİF ALİ CANGI,”YENİ KİRLETİCİLERE VERİLEN İZİNLER BÖLGENİN YAŞAM HAKKINI ELİNDEN ALIR “

 

EGEÇEP VEKİL AVUKATI ARİF ALİ CANGI,” MÜCADELE DAVALARI ANCAK VE ANCAK YAŞAM KAZANIMI İSTEYEN BİREYLERİN MÜCADELESİ İLE BAŞARILABİLİR.” 

 

EGEÇEP (ege çevre kültür platformu derneği) eski dönem sözcüsü ve dernek vekil avukatı Arif Ali Cangı  30 eylül tarihli 27362 sayıl resmi gazetede yayımlanan elektrik piyasası lisans yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte değişiklik yapılmasının sürdürülen mücadelede bir kazanın olduğunu söyledi.

Cangı,” Yönetmelik değişikliğinin yapılmasını sağlamakla Aliağa ve yöresinin yaşamını koruma mücadelesinin ilk aşaması kazanılmıştır.  Bu aşamadan sonra ÇED süreçlerini akından takip etmeli, her türlü yasal ve meşru yolla sürece müdahale edip, sürecin olumsuz sonuçlanmasını sağlamalıyız. ÇED izni verilmesinin önüne geçtiğimiz taktirde kesin başarıyı elde etmiş olacağız ve yaşam kazanmış olacaktır.”dedi.

Cangı , “Yönetmelik değişikliği ile artık ÇED izni ya da ÇED gerekli değildir kararı olmadan artık lisans alamayacaklar. Daha önce ÇED izni ya da ÇED gerekli değildir kararı olmadığı halde lisans alan   ENKA ve İZDEMİR gibi firmaların elinde bulundurdukları  lisanslarının yönetmeliğin 13.maddesine göre tadil edilmesi yani değiştirilmesi gerekiyor. Yönetmeliğin 10. madde 3. ve 11. fıkraları ile 13 maddeye eklenen fıkra ve eklenen geçici 36. madde düzenlemesine göre; ENKA ve İZDEMİR'in lisanslarının, Danıştay kararları doğrultusunda geri alınması gerekmektedir. Ancak bunun yapılacağını sanmıyoruz. Bunun yerine 300 gün içinde ÇED olumlu belgesi sunmaları halinde lisansları tadil edilecektir.

30 eylül tarihli 27362 sayıl resmi gazetede yayımlanan elektrik piyasası lisans yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelikte değişiklik yeniden ÇED süreci başlatılması gerektiği anlamı çıkmıyor, dolayısıyla devam eden ÇED süreçlerini 300 gün içinde sunmaları halinde lisanları tadil edilecek ve sonraki GSM süreci ardından işletmeyi kurma aşamasına gelecekler. GSM sürecini tamamlayan firmaların önünün açılmasındaki tek engel yaşam hakkı isteyen bölge insanı olacaktır.  ÇED Sürecinin tamamlanması halinde ÇED iptal davası ile hukuk savaşı sürdürülebilir. Fakat burada çevre insanımıza çok büyük görevler düşüyor.  Mücadele davaları ancak ve ancak yaşam kazanımı isteyen bireylerin mücadelesi ile başarılabilir. Yaşamı savunan sağduyulu bölge insanı ÇED süreçlerini yakından takip etmeli, her türlü yasal ve meşru yolla sürece müdahale edip, sürecin olumsuz sonuçlanmasını sağlamalıyız. ÇED izni verilmesinin önüne geçtiğimiz takdirde kesin başarıyı elde etmiş olacağız ve yaşam kazanmış olacaktır. Hükümetin Aldığı tüm kararlar siyasi kararlardır. Yaşam hakkına karşı siyaset olmaz “dedi.

EGEÇEP (Ege Çevre Kültür Platformu Derneği) eski dönem sözcüsü ve dernek vekil avukatı Arif Ali Cangı,” Aliağa"da kurulu bulunan sanayi tesisleri nedeniyle bu yöre zaten kirliliğin yoğun yaşandığı ve sınır değerlerin fazlasıyla aşıldığı bir bölgedir. Bölgede var olan kirleticilerin yarattığı hava, su ve toprak kirliliğinden tüm bölge olumsuz etkilenmektedir. Termik Santral için teknolojik tüm önlemler alınsa bile, yalnızca Aliağa için değil, İzmir Kenti ve Kuzey Ege kıyıları ve bölgenin tamamı için büyük bir çevresel felaket yaratacaktır. 

Aslında, Aliağa"da kömür yakıtlı termik santralle elektrik üretiminin sağlanacağı projeye ilişkin olarak, çevreye uyumlu olup olmadığının belirlenmesi için yeni çalışmalara dahi ihtiyaç bulunmamaktadır. Aynı bölgede kurulacak bir termik santralin olumsuz etkilerinin olacağı yaklaşık 18 yıl önce Danıştay 10. Daire 1990/2278 E ve 1992/1672 K sayılı kararı ,Danıştay 6.Daire 1999/1498 E. 2000/6482 K. sayılı kararı, Danıştay İ.D.D.G.K. 1989/422 E. sayılı kararları ile sabittir. 18 yıl önceki koşullarda dahi yapılan uzman incelemeleriyle durum saptanmıştır. Bu süre içinde o yöredeki kirleticiler azalmamış,  aksine çoğalmıştır.

Yaşama hakkını düzenleyen Anayasanın 17. maddesi, sağlıklı çevrede yaşama hakkını güvence altına alan Anayasanın 56. maddesi ile çevre sağlığının ve canlı yaşamının korunması amacıyla imzalanan pek çok uluslararası sözleşme düzenlemesi karşısında Aliağa'ya yeni bir kirleticiye izin verilemez. Hukuk çerçevesinde yaşam kazanmak için mücadelemiz  sivil toplum örgütleri ve bölge halkı ile birlikte el ele devam edecektir. “dedi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.