KİM DEMİŞ 'TÜRK SİYASETİNDE LİDER YETİŞMİYOR' DİYE...
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi
Kim demiş 'Türk siyasetinde lider yetişmiyor' diye... Bal gibide yetişiyor. Ülkemizde lider yetiştirmeyi başaramayan tek kesim sol, dolayısıyla CHP…
Ülkemiz genelinde kabul görülmediği için Kemal Kılıçdaroğlu’nu saymazsak, Bülent Ecevit ile Deniz Baykal’dan gayri lider gelmiyor aklıma CHP’de…
Oysa Türkiye'nin sağ cenahı öyle mi?
Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş, Turgut Özal, Tansu Çiller, Muhsin Yazıcıoğlu, Devlet Bahçeli, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan ilk anda aklıma gelen isimler.
“Bu isimler arasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ismi neden yok?” dediğinizi şimdiden duyar gibiyim.
Ahmet Davutoğlu AK Parti’nin Genel Başkanı, Türkiye'nin Başbakanı olabilir. Ancak kitleleri peşinden sürükleyecek bir lider görüntüsü yok, sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın şanslı bir varisidir.
Partinin genel başkanlığı kendisine bahşedilmiştir.
Yukarıda ismini verdiğimiz liderler, siyasal hareketlerin içinden çıkan, başarı basamaklarını birer birer tırmanan isimlerdir.
Ukalalığa gerek yok! Bizde biliyoruz. Evet, Tansu Çiller’de kısmen mirasçıdır. Ama… Örneğin bir Mesut Yılmaz ile mukayese edildiğinde terazinin ağır basan tarafındadır.
Neyse asıl konumuz Türkiye'nin eski ve yeni siyasi liderleri değil…
Bugün size Türk siyasetinin yükselen yıldızları arasında yer alan genç bir liderden bahsetmek istiyorum!
Kendisiyle geçtiğimiz hafta sonu Aliağa’da beraberdik. Mekanımıza (Sihirli Bahçe) yaptığı ziyaret esnasında kendisiyle sohbet etme fırsatımız oldu.
Kendisine gazeteci olduğumu söyleyince, sohbet haliyle röportaja dönüştü.
Bahsettiğim lider Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Gültekin Uysal’dan başkası değil…
Genç, dinamik, vizyon sahibi, akıcı, vurgulu ve etkili bir hitabete malik olan Gültekin Uysal, deyim yerindeyse pırıl pırıl, umut veren genç bir siyasetçi…
Gazeteci Şenol Gök’ün deyimiyle; İnsan evladı…
CHP’den sonra Türkiye'nin en köklü siyasi partisi olan Demokrat Parti’nin Genel Başkanlık koltuğunda Gültekin Uysal gibi genç, dinamik ve heyecan dolu bir gencin oturması Türk siyaseti adına sevindirici…
Ne yalan söyleyeyim Gültekin Uysal’ın gözlerinde gördüğüm ışık beni yarınlar için çok umutlandırdı…
Malumunuz bir zamanlar Kemalist geçinirken, şimdilerde HDP’yi parlatmayı kendilerine görev addeden bir kısım medya, cici çocuk Selahattin Demirtaş’ı son dönemde Türkiye'nin en karizmatik lideri olarak yansıtmaya çalışıyor belleklerimize…
Halbuki ‘karizma’ denilen olgu etrafa sahte gülücükler saçmakla, rüzgârın yönüne göre konuşmakla, saz çalmakla, şovenist söylemlerle ve ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ mantığında hareket eden kalemşörlerin desteğini arkana almakla olmaz! Olursa da zorlama olur ve ne yazık ki gerçeğin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.
Neyse başka mecralara çekmeden, konuyu daha fazla dağıtmadan devam edelim.
Siyasi liderliğin olmazsa olmazı ‘karizma’ diyorsanız, sizlere tavsiyem bir süreliğine de olsa; Gültekin Uysal’ı mutlaka takibe almanız yönündedir.
Gerçi basın kendisine yer vermekten imtina gösteriyor.
Türk medyası her yeri geldiğinde Hak’tan, Adalet’ten, özgürlükten, eşitlikten ve demokrasiden dem vurur ama… Mikrofonu da işine gelene uzatır, ekmeğine kim yağ sürüyorsa sayfalarında ona yer verir, eğer işine gelmiyorsa da zinhar yüzüne bakmaz!
Gerçi hoş, bir zamanlar medyanın ‘Gandi’ diye göklere çıkardığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun alametifarikası da ortada…
Yani medya desteğinin ‘Selahattin Demirtaş’ örneğinde olduğu gibi halk nezdinde tezahürü her zaman kolay değildir.
Ayrıca siyasi partilerde lider kadar kadrolarda önemlidir. Eğer ekibiniz güçlü değilse, allame-i cihan olsanız nafiledir.
Zira Recep Tayyip Erdoğan’ı bugünlere taşıyan Abdullah Gül, Abdullatif Şener ve Bülent Arınç gibi güçlü isimler değil mi? Gerçi Sayın Erdoğan, yola beraber çıktıklarını yolda bulduklarına değişti ama… (ayrı konu)
Şimdi bu yazıyı okuyunca, “Hasan Eser boşa nefes tüketiyor. Demokrat Parti’nin 1 Kasım’da ne kadar iddiası var ki?” diye sorabilirsiniz.
Doğru söze ne hacet…
Evet, AK Parti’nin var olmasıyla birlikte bir zamanların merkez sağ partisi konumunda olan Demokrat Parti, tamamen olmasa da siyaset sahnesinden silindi.
Bu noktada Türkiye'nin Demokrat Parti efsanesini küllerinden yeniden var etmeye çalışan Gültekin Uysal’ın işi kolay değil elbet...
Ancak siyasetin uzun soluklu bir maraton ve mevsimleri olan bir uğraşı olduğu da kabul edilmesi gereken bir gerçektir.
Bu ülkede Kemal Kılıçdaroğlu ve Ahmet Davutoğlu haricinde hiçbir lider bulunduğu makama gökten zembille inmemiştir.
Siyasette başarının yolu engebelidir, dolambaçlı'dır, sabır, azim ve kararlılık ister.
Sabretmeyenler, kişisel ikbal için kolay yolu seçenler siyaset sahnesinden kısa vadede her daim silinmiştir. Dirayetli olanlar ise er ya da geç başarıya ulaşmıştır.
Dolaysıyla Kırat’ın genç süvarisi Gültekin Uysal, mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmemelidir.
Böylesine genç denilenecek bir yaşta, tarihinde Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Meclis Başkanları çıkarmış köklü bir Parti’nin genel başkanlık koltuğunda oturması da kendisine adına gurur duyulacak bir durumdur.
Siyasette gençleşmeyi savunan biri olarak, Gültekin Uysal gibi bir değeri Türk siyasetine kazandıran Demokrat Parti camiasını yürekten kutluyorum.
Bu arada, anlattıklarımdan yola çıkarak, “Gültekin Uysal’ıda tıpkı selefi Selefi Süleyman Soylu gibi bir şekilde transfer edip pasifize ederler” diye yorumlayanlar olabilir.
Ancak ben hiç ihtimal vermiyorum böyle bir duruma… Zira ‘Size de teklif etmiyorlar mı?’ diye sordum kendisine…
Gayet kendinden emin bir şekilde; “O teklifler kapıları açık olan insanlara gelir. Bizim o kapılarımız hiçbir zaman açık değildir” yanıtını verdi ve ekledi: “Başka bir partinin saflarına geçme hususunda tekliflere kapalı bir insanım. Her insan iddiasıyla sınanır. Biz ortaya koyduğumuz iddianın sonuna kadar peşindeyiz. Siyasette sürekli olarak parti değiştirmelerin yaşanması siyaset kurumunu güvensizleştirmektedir. Biz bu siyasetin karşısında duran erdemli bir siyaseti savunan, idealler manzumesine inanmış bir patiyiz.”
Uzun lafın kısası…
Gültekin Uysal’ı tanımaktan çok memnun olduk, mutluluk duyduk, sevindik, takdir ettik ve sizlerle paylaşalım istedik…
Günün sözü: Lider olunmaz, lider doğulur…
NOT:
1-Türkiye’de örneğin bir Meral Akşener gibi liderlik vasıfları olan, ancak konjonktür izin vermediği için olması gerektiği yerde olmayan ve yeterince değerlendirilmeyen değerler de var.
2- Sayın Uysal ile daha başka neler konuştuğumuzu merak edenler; Google’a “Gültekin Uysal’dan Bakırçay Mesaisi” yazıp, okuyabilir.
Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.