İBB ŞEHİR TİYATROLARI OYUNCUSU VE REJİSÖR ENGİN ALKAN,"BU YÜZYILDA YÖNETMEN OLMADAN TİYATRO YAPILAMAZ"
İBB Şehir Tiyatroları oyuncusu ve rejisör Engin Alkan, Aliağa'da katıldığı söyleşide kendisine göre tiyatro rejisörlüğünü tanımladı.
'İstanbul Efendisi' isimli oyunu Aliağa Belediyesi'nin Ramazan ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında sahnelemek üzere Aliağa'ya gelen Engin Alkan, Aliağa Belediyesi tarafından düzenlenen söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.
Aliağa Belediyesi Çok Amaçlı Sosyal Tesisleri'nde gerçekleşen söyleşide konuşan Alkan, tiyatro rejisörlüğünü şöyle yorumladı: "Tiyatro rejisörlüğü, seyircinin provaya girmesi demektir. Çünkü rejisör kavramından önce, oyuncular kendi aralarında oyunlarını çalışırlar. Oyuncular, hangi sahnenin nasıl bir etki verdiğini, ritmin nerede düştüğünü bilemezler. Bu noktada rejisörün temel işlevi, orada oyuncuların karşısına oturup, seyircinin seyrettiği oyundan ne hissedeceğini, ön bilinçle bilmeye çalışır ve bunun için uzmanlaşır. Seyircinin etkisini tarif etmeye çalışır. Bu yüzyılda yönetmen olmadan tiyatro yapılamaz. Çünkü seyircinin taleplerini, arzularını, beğenme ve estetik duygusunun takibini yönetmen yapar. Oyun içerisinde bütün düzenlemeyi yönetmen yapar. Hangi oyunun oynanacağına, kimin hangi rolü oynayacağına, dekora ve kostüme varıncaya kadar her şeye yönetmen karar verir."
Moderatörlüğünü duayen oyuncu Atilla Arcan'ın üstlendiği söyleşide Arcan'ın sorularını samimiyetle yanıtlayan Alkan, oyunculuk kariyerinde Shakespeare ve Kral Lear rollerini oynamayı hayal ettiğini söyledi.
ALKAN: DİZİLERDE OYNAMAYI PEK TERCİH ETMİYORUM
Türkiye'de yapılan komedi dizileri arasında başı çekenlerden birisi olarak gösterilen 'Yedi Numara' isimli televizyon dizisinde yaklaşık 4 yıl boyunca rol alan Engin Alkan, "Artık dizilerde oynamayı pek tercih etmiyorum. Çünkü dizi süreleri çok uzun oluyor ve sizden haftanın 4-5 gününü diziye ayırmanızı istiyorlar. Bir diziye bu kadar gün ayırırsam tiyatrodan uzak kalıyorum. Bu nedenle dizilerde rol alacaksam bile bunu daha kararında yapmaya çalışıyorum" dedi.
"YÖNETMENLİK BENİM İÇİN TUTKUDUR"
Sanat hayatının nasıl başladığını anlatan Alkan, "Lise son sınıfa gelene kadar ressam mı, müzisyen mi yoksa tiyatro oyuncusu mu olsam diye çok düşündüm. Başarısız bir öğrenci olmama rağmen sosyal bir öğrenciydim. Liseden sonra konservatuvar giriş sınavlarında hem şan bölümüne hem de tiyatro bölüm sınavlarına girdim. Bunun yanında basın yayın yüksekokulunu da kazanmıştım. Ama son olarak tiyatro bölümünü okumaya karar verdim. Bugün geldiğim noktada ise mesleğimde öğretmenlik yapmayı, oyuncu yetiştirmeyi çok seviyorum. Yönetmenlik yapmak ise benim için bir tutkudur. Ama sahneden asla kopamıyorum. Oyun oynamayı, oynayarak öğrenmeyi tercih ediyorum" diyerek Aliağalı gençlere de oyunculuk sanatını tercih etmeleri yönünde telkinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.