Büyükşehir yasası değişikliği için pilot bölge seçilen Muğla’da hükümete verilmek üzere Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü tarafından ‘Yerel yönetimlerde yeni yasal düzenlemeler ışığı altında hizmet sunum yöntem araştırması’ çalıştayı, Muğla ilindeki 13 belediye başkanı ve yardımcılarının katılımıyla gerçekleşti. Büyükşehir yasasına sert çıkışlarıyla bilinen Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, slayt eşliğinde yaptığı sunumda, yasanın Türk Belediyeciliğine bir tane katkı sağlamadığını dile getirdi.
Hükümetlerden gelen talepler doğrultusunda birçok araştırmalar gerçekleştiren Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü tarafından Muğla Valiliği Özer Türk Toplantı salonunda yapılan çalıştaya, TODAİE Genel Müdür Yardımcısı Prof. Doktor Aslı Akay, AÜ SBF Öğretim üyesi Doç. Dr. Tayfun Çınar, Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, Doç. Dr. Can Umut Ciner, TODAİE öğretim görevlisi Öğr. Gör. Ayhan Melih Tezcan, ODTÜ Araş. Gör. Ufuk Poyraz, TODAİE Proje uzmanı Hilal Kara ile 13 belediye başkanı, başkan vekili ve yardımcısı katılım sağladı. Açılış konuşmasında Prof. Doktor Aslı Akay, belediye yetkililerinden alınan bilgilerin bir rapor haline getireceklerini ve raporu yasa değişikliği için hükümete vereceklerini ifade etti.
“Büyükşehir Belediye Başkanları seçilmiş krallardır”
Büyükşehir yasasıyla çıktığı 2014 yılından bu yana mücadele veren, yasanın Türk Belediyeciliğine, plan bütünlüğü haricinde hiçbir katkısı olmadığını savunan Başkan Saatcı, TODAİE yetkililerine düzenlediği sunum ile büyükşehir yasasının getirdiği zorlukları birçok örnekler vererek anlattı. Büyükşehir Belediye Başkanları’nın yasadan memnun olmalarının gayet normal olduğunu ifade eden Başkan Behçet Saatcı, “Fransız Siyaset Sosyoloğu Maurice Duverger diyor ki, ‘seçilmiş krallar!’ Büyükşehir Belediye Başkanları seçilmiş krallar! Onların bu yetkilerle bu yasadan memnun olmamaları zaten mümkün değil. Türkiye’de şuanda 29 kralımız var!” diye konuştu.
“Belediyeciliğin kitabını yazarım”
Büyükşehir olan ilçelerde belediye başkanlığı seçimlerinin yapılmaması gerektiğini söyleyen Başkan Saatcı, “Şuan ben burada belediye başkanı olarak değil. Büyükşehir şube müdürü sıfatıyla konuşuyorum. 17 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum. Hiç ukalalık yapmayacağım. Uygulamada belediyeciliğin kitabını yazarım. Bu yasanın İstanbul şehri ve plan bütünlüğü hariç Türk Belediyeciliğine zerre kadar katkısı olduğunu düşünen kişiyle her şeyi tartışmaya hazırım. Büyükşehir Belediyesi olan ilçelerde belediyelerine seçim yaptırmayın, inanın yazıktır. Adamın zaten yetkisi yok. Eli kolu bağlı. Kimse kimseyi aldatmasın, ben de belediye başkanıyım. Büyükşehir olan yerlerde ilçe belediye başkanı olanların hiç birisi belediye başkanı değil. Yetkisiz, belediye başkanı olmaz. Yasanın geçtiği 2014 yılından bu yana elinden oyuncağı alınan çocuğun verdiği psikolojiyle yaşıyoruz” diye konuştu.
“Yasa insan hayatını kolaylaştırmak için çıkar”
Belediyeciliğin aynı piyade gibi ayağının yere basma işi olduğunu ifade eden Başkan Saatcı, “Belediyecilikte basmadığınız yer sizin değildir. Belediyeci gezer, yürür. Büyükşehir yasasıyla yeni bürokrasi engelleri oluştu. Zaten Ankara bürokrasisi bize yetiyordu. Bakın size bir örnek vereceğim. Bir vatandaş düşünün. Vatandaş ev yapacak. Çekme mesafesi gibi küçük bir konu için yasa gereği önce ilçe belediyesi komisyonuna gidiyor. Bir ay sonra tekrar ilçe belediyesi meclisine geliyor. İlçe belediyesi bunu büyükşehir belediyesine gönderiyor. Büyükşehir’de de önce komisyona sonra meclise gidiyor. Vatandaş sadece ufak bir çekme mesafesinden dolayı en az 5-6 ay mağdur oluyor. Ya arkadaş! Yasa neden çıkar? Eski yasanın sorunlarını, eksiklerini tamamlamak, vatandaşların işlerini daha doğru ve hızlı bir şekilde çözmek, huzur ve mutluluk vermek için çıkar. Bakın ben, şehrime hizmet sevdalısı bir adamım. Bizim elimizde ne yetki var. Ne de başka bir şey. Düşünebiliyor musunuz? Yolun altı büyükşehrin, üstü ilçe belediyesinin olabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Tapu tekdir. Ya senindir ya benimdir. ‘Büyükşehir yasasıyla daha iyi koordinasyon olunuyormuş?’ diyorlar. Yahu yasa geçmeden önce biz Telekom ve AYDEM ile yazışmakta, koordine kurmakta zorluk çekiyorduk. Şimdi bir de başımıza büyükşehir belediyesi çıktı” dedi.
“Türkiye’de iki tip belediye başkanı var!”
Türkiye’de şuan iki tip belediye başkanı olduğunu söyleyen Başkan Saatcı, “Bir, bizim gibi sözünü esirgemeyen. Diğer belediye başkanı ise, ‘Ben iktidara çatarsam, bu yasayı benim iktidarım çıkardı, genel merkezle papaz olurum’ diyenler var. Bir diğeri de, Büyükşehir Belediye Başkanının partisinden olan ilçe belediye başkanları… Ödemiş ve Marmaris Belediye Başkanlarını kenara bırakıyorum. Onlarda benim gibi biraz deli, sözlerini esirgemiyorlar. Her neyse işte o büyükşehir belediyesinin siyasi partisinden olan ilçe belediye başkanları, büyükşehir belediye başkanıyla papaz olmayayım diye sesini çıkarmıyorlar. Ama ikili görüşmelerde bu yasadan memnun bir tane belediye başkanı ben görmedim. Eğer yasadan memnun bir belediye başkanı varsa, ya yetkisini kullanmayı bilmiyordur, ya beceriksizdir ya da bu işten anlamıyordur” diye konuştu.
“Şehitlerimizin kanında büyükşehir yasasının vebali vardır”
İl Özel İdarelerin kapatılmasının büyük bir yanlış olduğunu söyleyen Başkan Saatcı, “Bu yasa belediye başkanlarına sormadan, halka sormadan çıkarılmış bir yasadır. Güneydoğu’da şehir savaşlarında 100 küsur yıllık tecrübesi olan il özel idarelerin kapatılıp, il özel idarenin himayesindeki o iş makinalarının Güneydoğu’daki bazı hainlere teslim edilmesi sonrası açılan hendeklerle şehit olan evlatlarımızın, askerlerimizin, polislerimizin kanında büyükşehir yasasının vebali vardır” dedi.
“Cumhurbaşkanımızdan randevu talep ettim”
Başkan Behçet Saatcı, Büyükşehir yasası sonrası ilçe belediyelerinin %60 gelir kaybına uğradığını, personel sayısı olarak çok çok büyüdüklerini, yetkilerinin tamamen ellerinden alındığını, aidiyet duygusunun yok edildiğini, hareket kabiliyetlerini azaldığını sunumda hazırladığı sayısal ve görsel verilerle açıkladı. Hizmet ettikleri coğrafyanın genişlemesine rağmen iller bankası gelirinin düştüğünü rakamlarla gösteren Başkan Saatcı, “Yahu inanın bu yasa iyi diyen de bir beyin özrü vardır. 2014 yılından önce şahin gibi gökte uçarken, bu yasa bizi sürüngene çevirdi” dedi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan konuyla ilgili randevu talep ettiğini dile getiren Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, “Randevuyu talep ettim. Araya 15 Temmuz’da hainlerin girişimi girdi. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız randevu verirse, bu ilçe belediyelerinin ve halkın mağduriyetini teker teker anlatacağım” diye konuştu.
“Hizmet nerede ucuzladı?”
Başkan Saatcı konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Büyükşehir yasasıyla hizmetin ucuzladığını ifade ediyorlar. Nerede ucuzladı? Hizmet en az 400 kat zamlanmadıysa ben bir şey bilmiyorum. Bana nasıl ucuzladığını anlatır mısınız? Su fiyatını söyleyeceğim. Fethiye Belediyesi 2014 yılı öncesi suyu vatandaşa 1 lira 40 kuruşa satarken, şuan fiyat 4 TL 36 kuruş oldu. Babama 400 TL su faturası gelmiş. Beni çağırdı, ‘Oğlum ben hamam mı işletiyorum?’ dedi. İş yerlerinde bu rakam 1 TL 80 kuruş iken 7 TL 78 kuruş olmuş. Şantiyelere 1 TL 70 kuruştan veriyorduk, şimdi olmuş 7 TL 56 kuruş. Resmi kurumlara suyu bu da çok ilginçtir 1 TL’ye su veriyordum şimdi olmuş 6 TL 91 kuruş. Arkadaş suyun maliyeti satışını belirler. Kimse kusura bakmasın, Marmaris’in borcunu Fethiye ya da Fethiye’nin borcunu Marmaris, Seydikemer’in borcunu Bodrum, Bodrum’un borcunu Datça ödemek zorunda değil. Hani nerede anayasadaki eşitlik ilkesi. Tamam! Bodrum’un suyu 400 km uzaktan geliyordur, maliyet yüksektir orada fiyat 5 TL’dir. Tamam, ona bir şey denmez. Ama Fethiye’de su 40 km öteden cazibeyle geliyor. 70 kuruşa mal ediliyor. 70 kuruşluk suyu 4,36 TL’ye satarsanız, bunun adına ne belediyecilik denir ne de başka bir şey”
“Örnek gösterilen Kocaeli, Türkiye’nin en borçlu belediyesi”
“Bize hep Kocaeli Büyükşehir Belediyesi örnek gösterildi. Kocaeli’nin bir ucuyla bir ucu 125 km. Muğla’nın ki ise 400 km. Kocaeli Belediyesi şu an Türkiye’nin en borçlu belediyesi konumunda. Arkasını dayamış iktidara… Kocaeli’nin km²’ye düşen insan sayısı 464 iken Muğla’da km²’ye düşen insan sayısı 67. Biz Büyükşehir yasasına bu bölgelerde karşı çıkmıyoruz. Keşke büyükşehir yapılacak iller teker teker değerlendirilmeye tabi tutulsaydı. Bakın Ankara İstanbul arası 454 km. Muğla 400 km. Yani 4 tane il geçiyorsunuz, Bolu, Düzce, Sakarya, Kocaeli ve İstanbul. Bunu neden söylüyorum. Böyle bir coğrafyada tek merkezli yönetimin başarılı olma şansı yok”
“Sınırların tabelalar ile ayrıştırıldığı
bölgelerde Büyükşehir yasası uygulanır”
“Büyükşehir yapılacak olan her il ayrı ayrı incelemeye tutulsaydı, belki bu sıkıntılar yaşanmazdı. Bakın örnek vereyim, siz Kadıköy ve Üsküdar’ı ayırabilir misiniz? (Slaytta Üsküdar ve Kadıköy’ün haritasını gösteriyor) Burada pergel yasasından başka bir şey uygulanmaz. Çünkü bir yerden bir yere geçtiğinizi anlayamazsınız. Ama bakın Fethiye nerede? Datça nerede? Bunu nasıl aynı şekilde değerlendirebileceğiz? Banliyöleşmenin olduğu, yoğunluğun arttığı ve sınırların gerçekten sadece tabelalar ile ayrıştırıldığı bölgelerde Büyükşehir yasası uygulanabilir. İzmir’de Alsancak, Karşıyaka, Konak’ı ayırabilir misiniz? Ayıramazsınız. Bizim Fethiye nerede? Bodrum nerede? Datça nerede? Bizim kültürümüz, tarhanamız, insanımız farklı. Dağların şehirleri ayırdığı bu bölgede bu yasa nasıl uygulanacak? Bir diğer konuda bazı özel beldelerimiz var bizim. Mesela Kalkan. Kalkan mahalle olarak sorunların çözüleceği bir bölge değildir. Aynı zamanda bizim Ölüdeniz’imiz, Göcek’imiz, Dalyan’ımız… Buralar sadece bizim değil, Türkiye’nin tanıtım objeleridir. Kaşıkçı elmaslarımızdır. Buraları mahalle yaparak sorunları çözmek abestir. Buraları bir ilçe belediyesine bırakmak yerine, turizm bakanlığımıza bağlasak daha da güzel olmaz mı? Ölüdeniz’de halen arıtma yok, Göcek’te yok”
“Celal Bayar’ın Fethiye Belediyesi’ne verdiği iskeleyi,
Büyükşehir Belediyesi bizden alıyor”
Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından 1958 yılında Fethiye iskelesini, Fethiye Belediyesi’ne verdiğinin imzalı belgesini araştırma görevlilerine ve katılımcılarına gösteren Başkan Behçet Saatcı, “Burada rahmetli Celal Bayar’ın, Adnan Menderes’in imzaları var. Görüyorsunuz. Burada imzaları bulunanların bir kısmı demokrasi şehidi. Geçtiğimiz gün belediyemize bir yazı geldi. 3 Kasım’da Fethiye İskelesi’ni Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edecekmişiz. Yahu yok böyle bir şey. Kendi ellerimizle tırnaklarımızla yaptığımız sahil bantları, meydanları elimizden alıyorlar. Bu adalet midir? Allah kahretsin ki, gücü elinde tutanın partisi yok. Bunun AK Partisi, CHP’si yok. Gücü elinde tutan hiç kimseyle paylaşmıyor. Ülkemizin paylaşmaya ihtiyacı var, ortak akla ihtiyacı var” dedi.
Büyükşehir yasasına Almanya örneği…
Başkan Saatcı, Büyükşehir yasasının Avrupa’daki örneklerine dikkat çekerek, “Avrupa'da büyükşehir uygulamasını en başarılı şekilde yürüten ülke Almanya’dır. Genellikle model ülke olarak gösterilir. Büyükşehir yasası Avrupa'da 2. dünya savaşı sonunda başlamış, sanayi devriminin getirdiği hızlı büyümenin kontrol edilmesi ve savaşın yaralarının sarılması için ortaya çıkmıştır. Ancak Almanya'nın eyalet sistemi ile yönetiliyor olması büyükşehir yasasının uygulanmasını kolaylaştırmıştır. Almanya'daki başarının altında yatan en önemli faktör coğrafi yapıdır. Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin yüz ölçümü kadar olan alanda Köln, Düsseldorf, Bochum, Essen, Duisburg, Oberhauen şehirleri vardır. Bunlar Almanya'nın ön önemli maden, otomobil, demirçelik, kimya sanayi şehirleridir. Hepsi iç içe geçmiş (İstanbul – Kocaeli gibi) dümdüz ovada kurulmuş şehirlerdir. Böyle eyaletlerde büyükşehir uygulamasına karşı tabi ki çıkılmaz. Bizim coğrafyamızda Büyükşehir’in başarılı olacağını söylemek de artık abesdir” dedi. Başkan Saatcı’nın konuşmasının ardından, araştırma görevlileri tarafından Saatcı’nın sunumu ve konuşmasının tamamı istendi.
Kavaklıdere Bld. Bşk. Demir;
“Ne zaman büyükşehre gitsek, kafamızı duvara çarpıyoruz”
Başkan Saatcı’nın konuşmasının ardından Kavaklıdere Belediye Başkanı Mehmet Demir, yasadan dolayı ellerinin tamamen bağlandığını ifade ederek, “Yetkimiz yok. Ayrıca Sayın Başkanımız Behçet Saatcı’nın da dediği gibi su fiyatı Muğla’da fahiş durumda. Kavaklıdere’de herşey dahil 80 kuruşa mal olan su, şimdi 4 ila 7 TL arasında. Su bizim bölgeye de cazibeyle geliyor. Biz neden pompayla sanki 400 km uzaktan su alıyormuşuz gibi bu fiyatlara su kullanıyoruz? Biz ne zaman büyükşehre müracaat etsek, kafamızı çarpıp geri dönüyoruz” dedi.
“Köyden şehir yönetilmez”
Marmaris Belediye Başkan Yardımcısı Dursun Kaplan ise, “Fethiye Belediye Başkanımız Behçet Saatcı, ‘Biz 32 aydır 13 belediye başkanı bir araya gelemedik’ dedi. Ben de diyorum ki, CHP’li bir belediye başkanı temsilcisi olarak biz 9 belediye başkanı olarak daha bir araya gelemedik. CHP’li belediyeler bile bir araya gelemedi. Masa etrafında toplanamadı. Siyasi parti olarak bile bir araya gelinmedi. Bu Büyükşehrin yönetim anlayışıdır. Diyecek bir şey yok. Bu yasa zaten Muğla’ya uygun bir yasa değil. Yani şimdi 60 bin nüfuslu Muğla’dan 200 bin nüfuslu Fethiye’yi, 160 bin nüfuslu Bodrum yönetilmez. Ben şimdi Marmaris’in köyünden Marmaris’i nasıl yöneteyim” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.