ALİAĞA’DAN ‘MARKOPAŞA’ GEÇTİ
Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden merhum Nejat Uygur’un prestij oyunlarından ‘Markopaşa’yı uzun yıllar sonra danslarla ve şarkılarla zenginleştirerek yeniden yorumlayan ‘Süheyl ve Behzat Uygur Tiyatrosu’ perdelerini bu kez Aliağalı tiyatro severler için açtı.
ÇEVRE İLÇELERDEN KATILIM
Aliağa Belediyesi’nin Ramazan ayı kültür sanat etkinlikleri çerçevesinde sergilenen oyun yoğun ilgiden dolayı kapalı gişe oynadı. Aliağa Belediyesi Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunu, Aliağalı tiyatro severlerin yanı sıra; Foça, Bergama, Dikili ve Menemen gibi çevre ilçelerden oyun için Aliağa’ya gelen vatandaşlar da izledi. Beğeni toplayan oyunu bazı izleyiciler ayakta ve merdivenlerde oturarak izlerken, çok sayıda izleyici ise amfi tiyatro’nun tıklım tıklım dolması nedeniyle salona alınamadı.
NEJLA UYGUR DUYGULANDIRDI
Şarkıların ve dansların oyuna renk kattığı gecede, kahkahalar havada uçuşurken, duygusal anlar da yaşandı. Merhum eşi Nejat Uygur’un Türkçeye ve geleneksel Türk Tiyatrosuna uyarladığı ‘Markopaşa’ isimli oyunu ile 15 yıl aradan sonra sahnelere yeniden ‘merhaba’ diyerek, oğulları Süheyl ve Behzat Uygur ile birlikte rol alan Nejla Uygur, seyircilerin duygulanmasını neden oldu. Üstün performansıyla eski günlerini aratmayan ve sahnede eşini yad eden Nejla Uygur, sergilediği müthiş oyunculukla komedideki ustalığını bir kez daha kanıtladı.
AYAKTA ALKIŞLANDI
Zengin oyuncu kadrosu, göz alıcı kostümleri, muhteşem dansları, zengin dekoru, eğlenceli müzikleri ve sürükleyici öyküsüyle tiyatro severlerden bir kez daha tam not alan oyun, izleyicilerine keyifli saatler yaşattı. Yaklaşık iki buçuk saat sahnede kalan oyuncular, oyunun sonunda dakikalarca ayakta alkışlandı. Oyunu tiyatro severler ile birlikte izleyen Aliağa Belediye Başkan Yardımcısı Mehmedali Özkurt, oyunun sonunda sahneye gelerek oyuncuları tek tek tebrik etti. Oyunculara Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar adına teşekkür eden Özkurt, usta oyuncu Nejla Uygur’a gecenin anısına Kyme Antik Kenti’ne ait sikkelerin tuğrası ile işlenmiş cam tabak hediye etti.
GÜÇLÜ KADRO
İzleyenlerine kahkaha dolu bir gece yaşatan oyunda; Anneleri Nejla Uygur ile birlikte aynı sahneyi paylaşan Uygur kardeşlerin yanı sıra; Şahnaz Çakıralp, Uğur Babürhan, Leyla Yüngül, Önder Keskin, Burcu Afşin ve Ömer Yılmaz gibi Türk tiyatrosunun birbirinden sevilen oyuncuları da yer aldı.
1 AYDA 28 OYUN VERİLEN DEĞERİN GÖSTERGESİ
Oyun bitiminde gazetecilerin sorularını yanıtlayan ünlü oyuncu Şahnaz Çakıralp, “Aliağa’da çok güzel çok heyecanlı bir oyun sahneledik. Aliağa seyircisi de heyecanımıza ortak oldu. Oyun sonrası 10 dakika boyunca ayakta alkışlanmak bize ayrı bir mutluluk verdi. Dolayısıyla Aliağa seyircisinin oyundan memnun kaldığını gördük. Bizim için Aliağalılardan aldığımız en güzel hediye bu oldu. Ramazan ayı boyunca 30 günde 28 tiyatronun Aliağa’da sahnelenmesi, Aliağa’nın sanata ve sanatçıya ne kadar değer verdiğinin bir göstergesidir” diyerek, kendilerini Aliağalı tiyatro severler ile buluşturan Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’a teşekkür etti.
OYUN NE ANLATIYOR?
Franz Von Schönthan ve Gustav Kadelburg tarafından kaleme alınan senaryosu şöyle gelişiyor: 1920’li yılların sonunda İstanbul’da varlıklı ve despot bir Paşa ve ailesinin köşküne iç güveysi damat olarak alınan Hayrullah’ın, karısına aşık olmasına ragmen bir türlü aynı evin içinde kavuşamaması. Hayrullah’ı ziyarete gelen eski okul arkadaşı Suat, durumu farkeder ve ona Paşanın oğlu Seyfettin’in, eski hocalarından Haydar Beyin kızı Güzin ile birlikte olduklarını , fakat Seyfettin’in Güzin’i kandırıp Fransa’ya gittiğini söyler. Oysa Seyfettin Güzin’e olan aşkı yüzünden, Hayrullah eniştesiyle anlaşıp fransadan kaçarak köşkte Faslı bir kadın hizmetçi kılığında işe başlamıştır. Paşanın Küçük kızı Mürvet, Suat’a aşıktır ve onunla evlenmek ister. Tüm bu olayların Paşadan gizlenmeye çalışılması ve günün birinde Hayrullah’ın arkadaşı Suat’ın sayesinde evin kontrolunu ele geçirmeye başlamasıyla her şey tersine dönmeye başlamıştır. Hayrullah eline bile dokunamadığı karısıyla balayı planlamaktadır. Avukat Suat, Hayrullah’ın eşi Meziyet’i de ikna etmiştir ve Meziyet tüm o soğuk tavrından vazgeçip kocasına son derece sıcak davranmaya başlayan bir eş olmuştur. Güzin’i paşayla tanıştırmaktan başka bir seçenek kalmamıştır. Ev halkı Güzin’i başka asil bir ailenin kızı olarak köşke getirirler ama Güzin tüm dürüstlüğüyle Paşaya gerçekleri anlatır. Paşa bütün bu olayların farkında olduğunu ve Paşa’nın karısı Müşerref Hanım’ın destekleriyle gençlerin mutlu olmasına izin vermesiyle oyun son bulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.